12 Nisan 2016 Salı

Bilim İnsanlarının "Ne Sıklıkta Duş Almalıyız?" Sorusuna Verdiği Şaşırtıcı Yanıt

Birçok kişi duş almanın günlük olarak gerçekleştirilmesi gereken çok önemli ve zevkli bir aktivite olduğunu düşünüyor.


Diğer insanlar ise mümkün olan son dakikaya kadar duş almaktan kaçıyor ve o korkulu an geldiğinde bu işi olabildiğince çabuk halletmeye çalışıyor.


Eğer siz bu gruptaysanız ve aslında ne sıklıkla duş almanız gerektiğini merak ediyorsanız, bilimin verdiği cevap şu şekilde: Çoğu insanın sandığı sıklıkta duş almaya ihtiyacınız yok.

İki dermatoloğun konu ile ilgili yaptığı araştırmalar ile birçok insanın gereğinden çok daha fazla duş aldığının altı çizildi.


New York'ta bulunan Mount Sinai Hastanesi'nde yardımcı profesör olarak çalışan Dr. Joshua Zeichner'e göre, ne sıklıkla duş aldığımız ve 'beden kokusu' olarak bildiğimiz şey aslında "kültürel ve sosyal etkenler tarafından belirlenmiş bir ilüzyon." Boston'lı dermatolog Dr. Ranella Hirsch'in konu ile ilgili açıklamaları da Dr. Zeichner'e hak veriyor: "İnsanlar gereğinden daha fazla duş almaları gerektiğini düşünüyor ve bunun toplumsal olarak farketmemiz çok önemli. Bu düşüncenin sosyal normlardan kaynaklandığını anlamamız gerekiyor"

Bu normlar 'iyi' reklamcılığın birer ürünü olarak şekillendirildi ve söylem haline getirildi.


Bu normlar 'iyi' reklamcılığın birer ürünü olarak şekillendirildi ve söylem haline getirildi.
The Dirt on Clean: An Unsanitized History isimli kitabın yazarı Katherine Ashenburg'a göre, Amerikan İç Savaşı'nın ardından, 'tuvalet sabunu" (vücut sabunu) reklamları oldukça popüler hale geldi. "Amerikalı insanlar vücut temizliği konusunda Avrupalılar'a göre çok daha fazla titiz hale geldiler."
Bu sürecin ardından, 1920'li ve 30'lu yıllarda çok daha fazla sayıda kadın iş hayatına girmeye başladı. Çiftlikler geride bırakıldı ve fabrika ortamında çalışma yaygın hale geldi. Bu durum 'temizlik' ve 'temiz kokma' gibi normların yeniden şekillenmesine, insanların bu kavramlara farklı yaklaşmasına neden oldu. Dale Carnegie gibi yazarların kitapları, başarı ve çekicilik için temizliğin önemine vurgu yapıyordu ve insanların bu kavramı algılayış şekilleri üzerinde yeni bir söylem oluşturuyordu.
"Tohum Teorisi, güzellik hakkında verilen sözlerin yarısı kadar bile önemli değildi" Ashenburg.

Asıl mesele şu: Gereğinden daha fazla duş almak bedeninize zarar verebilir.


Zeichner ve Hirsch'in açıklamalarına göre, sık sık duş almak (özellikle sıcak suyla) cildinizi kurutabilir ve rahatsızlık verebilir; bununla beraber cildinizde doğal olarak bulunan iyi bakterileri öldürebilir ve sizi hastalıklara karşı daha hassas bir hale getirebilir.
İki doktor da şunun altını çiziyor: Bebeklerinizi her gün yıkamayın, bu onlara yarardan çok zarar verecektir. Zeichner'e göre insanların pis bakterilere erken yaşta maruz kalması cildi ilerleyen yaşlarda çok daha hassas bir hale getiriyor.

Aktivite seviyeniz ve içinde yaşadığınız iklim gibi faktörler de ne sıklıkta duş almak istediğinizi belirler fakat günlük duş almak hiçbir durumda önerilen bir düzen değil. İki günde bir ve hatta mümkünse üç günde bir duş almanız önerilmekte.


Eğer günlük duş almadığınızda kendinizi çok rahatsız hissediyorsanız, vücudunuzun bazı bölgelerini sabunlu bezlerle veya temizleyici havlular ile temizleyebilirsiniz. Bu sayede kötü kokuya neden olabilecek bakterileden kurturulsunuz.
Aynı zamanda her gün temiz iç çamaşırı giymelisiniz; bu konu ile ilgili yürütülen bir araştırma, duş alırken vücudumuzdan çıkan pislikten çok daha fazlasını iç çamaşırlarımıza ve elbiselerimize bulaştırdığımızı söylüyor.
Yani her sabah duşa girerek 15 dakika boyunca ıslak kafayla 'banyodan nasıl çıkacağım?' diye beklemek zorunda değilsiniz. Eğer daha sağlıklı bir yaşam sürmek ve cildinizin nefes almasına izin vermek istiyorsanız, en fazla iki günde bir duş almalısınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder